Seninle İlgili Düşündüğüm Bir Şey Var Ama Hiç Söylemedim…

Birlikte çalıştığınız biri size şöyle dese:
“Seninle ilgili düşündüğüm bir şey var ama hiç söylemedim…”
Ne hissedersiniz?

Aslında bu cümle, birçok iş yerinde her gün sessizce kuruluyor. Geri bildirim eksikliği, görünmez ama çok güçlü bir boşluk yaratıyor. Yöneticiler sessiz kalıyor, çalışanlar yönsüzleşiyor, ekipler birbirinden kopuyor. Oysa geri bildirim yalnızca bir iletişim aracı değil, organizasyonun çalışma ritmini ve güven ortamını belirleyen bir temel sistem. Eksikliği, çoğu zaman fark edilmeden motivasyonu ve iş kalitesini aşağıya çeker.


“Geri Bildirim” Diyoruz Ama Ne Demek İstiyoruz?

Geri bildirim bazen “iyi gidiyorsun” demektir. Bazen “şu konuda biraz daha dikkatli olmalıyız” demektir. Ama her şeyden önce, birinin emeğini fark ettiğimizi söyleme şeklidir.

Yani aslında geri bildirim vermek:

  • Karşıdakine “görüyorum seni” demek,
  • Ekip olarak “aynı yöne mi yürüyoruz?” diye kontrol etmek,
  • Ve bazen de yöneticilikten koçluğa geçmeyi hatırlamak demektir.


Ama iş hayatında bu hep kolay olmuyor. Çünkü bazen:

  • Yöneticinin vakti yok.
  • Çalışan neyi sorması gerektiğini bilmiyor.
  • Kültür buna açık değil.
  • “Şimdi söylersem yanlış anlaşılır mı?” korkusu var.


Bu yüzden geri bildirim eksikliği bir beceri eksiği değil,
sistem ve iklim meselesidir.


Geri Bildirim Varsa Neler Değişir?

Geri bildirim kültürü olan bir iş yerinde:

  • Çalışanlar yalnız olmadığını hisseder. İhtiyaç duyduğunda destek alabileceğini bilmek, psikolojik güvenliği artırır.
  • Farklı bakış açıları değer görür. Çalışanlar birbirlerinden öğrenir, ekip içi diyalog zenginleşir.
  • Hedefler ortaklaşa belirlenir. Yöneticilerle açık ve karşılıklı bir iletişim kurulması, hedefe giden yolu netleştirir.
  • Belirsizlik azalır. Çalışanlar neyin işe yaradığını, neyin geliştirilmesi gerektiğini bilir.
  • Yöneticiler için yönetmek kolaylaşır. Netlik sayesinde sorunlar büyümeden çözülür.
  • Ekipler açık konuşmayı öğrenir. Bu da güveni ve kuruma bağlılığı artırır.

Gerçek Hayatta Nasıl Uygulanır?
  1. Yılda Bir Değil, Ayda Bir:
    Herkesin zamanı sınırlı, ama yılda bir yapılan performans görüşmeleriyle gelişim sağlanmıyor. Ayda bir 15 dakikalık bir check-in görüşmesi bile çok şeyi değiştiriyor.

  2. Yazılı Olmak Zorunda Değil:
    Geri bildirim illa kurumsal bir sistemle verilmek zorunda değil. Bazen bir Slack mesajı, bir e-posta, hatta mutfakta söylenen bir teşekkür bile bir adımdır.

  3. 360° Olmak Zorunda Değil, Ama Tek Taraflı da Kalmamalı:
    Herkesin herkese açıkça konuşabildiği bir kültür kolay kurulmaz. Ama yöneticilerin de geri bildirim alması gerekir.“Size daha iyi destek olabilmem için neler yapabilirim?”, “Ekip içindeki rolünüz ve sorumluluklarınız konusunda netlik var mı?” gibi net ve samimi sorular, karşılıklı iletişimi güçlendirir.

  4. Teknoloji Desteği Güzel Ama Şart Değil:
    Dijital uygulamalar, geri bildirimi kolaylaştıran, görünür kılan ve teşvik eden araçlar sunar. Özellikle büyük firmalar için Lattice, CultureAmp gibi sistemler oldukça faydalı olabilir. Ancak küçük ekiplerde haftalık bir WhatsApp takdir mesajı ya da anonim bir Google Form bile etkili sonuçlar yaratabilir.

  5. Yöneticilik Eğitimi Değil, İletişim Desteği:
    Her yönetici iyi iletişimci olmayabilir. Ama geri bildirimi nasıl vereceğini bilmek bir liderlik kasıdır. Kurumların yöneticilere bu kası geliştirecek araçları sunması gerekir.

Geri Bildirim Herkesin İhtiyacı

Geri bildirim, sadece “iyi yönetilen şirketlerde” olur diye düşünülür.
Oysa tam tersi geçerlidir: Geri bildirim sistematiği varsa, şirket iyi yönetilir. Yani:

  • Hatalar büyümeden fark edilir ve hızlıca onarılır,
  • Çalışanlar kendilerini yalnız hissetmez, çünkü seslerini duyurabileceklerini bilir,
  • Ekipler aynı hedefe daha uyumlu ve hızlı ilerler,
  • Kurum, değişime daha kolay adapte olur,
  • İş birliği, yapay değil doğal bir pratik haline gelir,
  • Ortak bir dil oluşur, bu da dayanıklılığı (resilience) artırır,
  • Ve gelişim, bireysel değil kolektif bir hedefe dönüşür.


Bugün bir yönetici olarak ya da bir ekip üyesi olarak kendimize şunu sormak mümkün:
“Ben son bir ayda kime anlamlı bir geri bildirim verdim?”
“Ben en son ne zaman açıkça geri bildirim aldım?”
Cevap yoksa, bu eksiklik değil bir fırsattır. O boşluğu doldurmaya başlamak için illa büyük sistemlere değil, küçük bir niyete ve düzenli bir alışkanlığa ihtiyaç var.

İş yerinizde açık iletişimi teşvik eden, yapıcı geri bildirimi günlük pratik haline getiren bir kültür için Ahenk’in Geri Bildirim Atölyeleri ile tanışın.

Benzer Yazılar

Esenlik Odaklı Liderlik

İş dünyası uzun yıllar boyunca verimlilik, kârlılık ve büyüme üzerine kuruldu. Ancak artık...